Üslubu ve BaşarılarıNâzım Hikmet, hece ölçüsü ile yazdığı ilk   şiirlerini Yeni Mecmua, İnci, Ümit ve Celal Sahir (Erozan)'ın çıkardığı Birinci Kitap, İkinci Kitap vb. dergilerinde yayımlamıştır. "Bir Dakika" adlı şiiriyle Alemdar gazetesinin açtığı yarışmada birincilik kazanmış,(1920). Daha sonra Aydınlık, Resimli Ay, Hareket, Resimli Herşey, Her Ay gibi dergilerde yazan Nâzım Hikmet cezaevine girdikten sonra yıllarca yayın yapamamıştır. Ancak, 1940'lı yıllarda, Yeni ,edebiyat Ses, Gün, Yürüyüş, Yığın, Baştan, Barış gibi toplumcu dergilerde İbrahim Sabri, Mazhar Lütfi takma adlarıyla ya da imzasız olarak bazı şiirleri çıkmıştır. Kuvâyı Milliye Destanı İzmir'de Havadis gazetesinde tefrika edilmiştir (1949). Uuzn bir müddet şiirleri ve serleri yasaklı kapsamın alınmış TC vatandaşlığından da çıkartılmıştır.  Bu yasak ilk önce Yön dergisi tarafından delinmiş  (1965) Nâzım Hikmet'i yeniden okurlara ulaştırılmıştır.

Şiir kitaplarının basıldığı dönemlerde yayımladığı şiirleri biçim ve içerik özellikleriyle geleneksel Türk şiir anlayışından farklı yazılmış, şiirlerdir. Bu şiirler o  ve arkadaşlarından öncesi edebiyatımızdaki ilk örnekleridir.  Bu vezinsiz, serbest şiirlerde dizeler, hatta sözcükler kırılarak merdiven basamakları biçiminde sıralanıyor, keskin uyaklar, iç uyaklar kullanılıyor, yeni konu ve sözcüklerle içerik zenginleştiriliyordu. Bu şiirler, içerik, biçim, dize sıralaması ve anlayışı, konu temalar ve yaklaşım olarak Rus şairlerinin ve batılı serbest şiirlerinin şiirlerine benziyordu.  1940 a kadar yazdığı şiirleri şairin ilk dönemi kabul edilen şiirleridir.

Simavne Kadısı oğlu Şeyh Bedrettin Destanı ile Nâzım Hikmet'in şiirinde yeni bir dönem başlamış oluyordu.  " Burada şekil bakımından, halk vezni unsurları, divan edebiyatı unsurları bence azami haddinde kullanılmıştır. Diğer taraftan bu kitap, şekil bakımından, o zamana kadar elde edebildiğim bütün şekil imkânlarının bir muhasebesiydi. “ Bu şiir kitabı ile geleneksel şiir ile batı tarzı şiirinin özellikleri birleşmiş oluyor, Nazım Hikmet, geleneksel şiirimizden istifade eden yenilikçi bir şair görünümü veriyordu.

 Son dönem şiirleri ise 1950 den sonraki şiirleridir. Bu yıllarda yazdığı şiirlerinde üslubu yumuşamış, yurt özlemini, barışa, gelecek güzel günlere olan inancını, aşkı, umudu, umutsuzluğu, ölümü, "insana özgü olan her şeyi" konu almaya başlamıştı.

Nazım Hikmet kimilerine göre sadece siyasi konuları işleyen şair olamayan birisi, kimilerine göre âlemin en iyi şairi olarak kabul edildi.  Gerçek olan bir şey varsa şiir sanatı ve edebi kimliği Akademisyenler tarafından yeterince analiz edilip ortaya dökülmedi. Hakkında yapılan değerlendirmeler sağ veya sol görüşler açısından öznel değerlendirmeler olarak kaldı.